Söz Yangını

Böyle bir yapılanmada, sosyal hayatta dayanak noktasının “kuvvet” olduğu varsayılır. Güçlü olan haklıdır, haklı olmak için güçlü olmak gerekir. Hakkında konuşulan kişi, işitmekten acizse, kendini savunmaya güç yetiremiyorsa, kişiliği ezilebilir, onuru kırılabilir. Orada bulunan, konuşabilen, dinleyebilen, suçlayabilen herkes kuvvetli ve haklıdır. Böylece, en sessiz ama en derin kişisel tecavüz gerçekleşir. Gıy‍

Siz burada olmasaydınız, sizin de gıybetinizi yapardım. Ben burada olmasaydım, sizin de benim gıybetimi yapabileceğinizi biliyorum!”

Nasıl oluyor da, hem de siz iman etmişlerin içinden bu nefret edilesi işi, seve seve yapan birileri çıkıyor?”

Dr. Nigel Nicholson şu üç soruyu kendi kendimize sormamızı istiyor:

1. Biri hakkında başkalarına verdiğiniz bilgi, o kişinin savunma yapmasını gerektiriyor mu?

2. O kişi hakkındaki bilgiyi başkalarına aktarırken, hakkında bilgi verdiğiniz kişiden daha iyi ve daha kusursuz olduğunuzu düşünüyor musunuz?

3. Bu bilgiyi paylaşmaktaki amacınız başkalarına daha iyi (en azından ondan daha iyi) görünmenizi sağlamak olabilir mi?

Gıybet, bir ifsad eylemidir; bir kötülüğü düzeltmez; aksine yeniden üretir, çoğaltır, sürekli kılar. Gıybet edilendeki kötülük düzeltilmek istenseydi, doğrudan onun yüzüne söylenirdi.

“Eğer şeytan tarafından ısrarlı bir
ayartmaya maruz kalırsan, hemen
Allah’a sığın. Çünkü O Semi’idir
(İşitendir), Alîm’dir.”
[Fussilet, 36]

“İmdi söyle kullarıma; sözün en güzelini
söylesinler; çünkü şeytan aralarında niza
çıkarmak ister. Gerçek şu ki, şeytan insan
için apaçık bir düşmandır.”

“Ve hüve meâküm, eyne mâ küntüm!” [Hadid, 4]

Nerede olursanız olun, O sizinledir”

“Sözlerimiz İslâmî usule göre kesilmiştir.”