Odysseia'nın MO 800 ila 600 yılları arasında yazıldığı düşünülmektedir. Manzum eser İlyada'nın devamı niteliğindedir ve Yunan kahraman Odysseus'un Truva'nın düşüşünden sonra vatanı İthaka'ya yaptığı maceralarla dolu uzun yolculuğu anlatır. 10 yıl süren savaştan sonra Odysseus'un İthaka'ya dönmesi 10 yılını alır, ve bu 20 yıllık uzaklığında oğlu Telemaçhus ve karısı Penelope ülkeyi yönetmek ve Penelope ile evlenerek (Odysseus'un olduğu iddia edilmektedir) İthaka'nın hükümdarı olmak isteyen bir grup soylu ile mücadele etmek zorundadırlar. Şiir Batı edebiyatının ve kültürünün temel eserlerinden sayılır, ve antik Yunan kültürüne ışık tutan en önemli kaynaklardan biridir.
Odysseia, Truva'nın düşmesinden 10 yıl sonra Odysseus'un İthaca'ya evine dönünceye kadar maceralarını anlatır. İlyada 10 yıl süren Truva Savaşı, Odysseia, 10 yıl boyunca Odysseus'un başından geçenlerden ibarettir. İlyada, bir olayı, Odysseia ise bir kişinin destanını anlatır. Truva Destanında olaylar birbirini izleyecek şekilde anlatılır.
Halbuki, Odysseia'da olaylar anılar, geriye dönüşler, atlamalarla canlandırılır. Batı dillerindeki Ulysses'nin türediği Latince Ulyxes, yiğidin bir Yunan lehçesinden alınmış adıdır. Odysseus (Ulysses, Ulis), kuzeybatı Yunanistan kıyılarının karşısında bulunan İthaca (İthaka, İthake) adasında doğdu. Babasının adı Learthes, anasının adı Antikleia idi. Yalan dolanda usta Autolykos'un kızı olan Antikleia'nın Learthes ile evlenmeden önce Sısyphos ile yattığı, Odysseus'un bu birleşmeden doğduğu da söylenir.
Odysseus'un gençliği, Akhilleus'unki gibi hekim Kheiron'un yanında geçti. Birgün Odysseus, dedesi Autolykos'a konuk olarak gitti. Orada bir yaban domuzu avına katıldı ve bacağından yaralandı. İşte, Truva Savaşı sona erdikten sonra, bir 10 yıl daha türlü maceralar geçirerek İthake'ye döndüğünde, dadışı Eurykleia tarafından yaşlı Odysseus'un tanınmasını sağlayacak yara izi, bu yara izidir.
Truva Savaşına katılmadan önce Odysseus, İthake tahtına çıktı ve kral oldu. Babası Learthes'in oğlunu tahta nasıl geçirdiği pek anlatılmaz. Ama kral olunca bir eş seçmesi olaylı oldu. Hemen dünyanın en güzel kızı Helena'ya talip oldu ama güzel kızın taliplilerinin çokluğundan ürkerek ondan vazgeçip, Helena'nın babasının kardeşi İkarios'un kızı Penelope'u (Penelopeia) istedi. Tyndereos'un ise aklı karmakarışık olduğundan Odysseus'un bu yaklaşımını önce beğenmedi. Odysseus ise Penelope'u almak için şartını söyledi. Tyndereos'u düştüğü durumdan kurtaracak, bulduğu çözümle kimse arasında kavga olmayacaktı.
Bu arada Tyndereos'un kızını türlü prensler, krallar ve savaşçılar istiyorlar, türlü hediyeler gönderiyorlardı. Tyndereos da onların kalplerini kırıp bir felakete yol açmamaya çalışıyordu. Sonunda Tyndereos, Penelope'u vermeye razı olunca Odysseus fikrini söyledi: Kocasını Helena kendisi seçsin ama her kimi seçerse diğer tüm talipliler bunu sorun etmeyecek ve Helena'nın kendine seçeceği kocaya her zaman arka çıkmaya ant içecekti. Tyndareos, fikri beğendi ve iş kızın seçimine bırakıldı. İkarios önce herkesi yemin etmeye çağırdı. Herkes yemin etti, Odysseus dahil. Dünyanın en güzel kızı Helena, kocası olarak Agamemnon'un kardeşi Menelaos'u seçti. Herkes karara saygı duydu ve kabul etti. Herkesçe edilen bu yemin, ileride on yıl sürecek olan «Truva Savaşı"na yol açacaktı.