Orduların komutanı atını sürdüğünde
Yer gök askerle doldu sanki
Atların sesleri dehşet saçtığında
Rüzgarları da kulaklarımızı uğuldattı
Bir gece topladı ordusunu (Nureddin)
Ve sabahın şafağında yola koyuldu.
…
Burada zikretmemiz gereken bir başka şiir de Kayserili Kadı Kemâlüddin Şehrezûrî tarafından fetihle ilgili söylemiş olandır:
…
Davetsiz misafirler Reha’ya geldiğinde
Sanki bütün dünya oraya toplanmıştı
Fetihler fethinin müjdesi
Güneşin doğmasından daha yakındı
Bedir seferinde Allah için
Allah’ın dini galip olsun diye.
Canlar cananının dostları can vermişti
Melekler de geldi oraya (Reha’ya)
Allah resulünün berat ve fermanını getirdiler
Düşman orduları dağıtıldı sabah rüzgarı gibi.
Resûl’ün duası onlarla kim durdurabilir ki onları
…
Reha’nın geri alınması ile başlayan İmâdüddîn’in yaptığı bu fetihlerin devamı gelecek, ardı ardına haçlıların hakimiyetine geçmiş diğer mıntıkalar da geri alınacaktır. Haçlıların da uzun süren ve ülkelerinden çok uzakta devam eden bu savaşlardan sıkılmasını da fırsat bilen Zengî, planlarını uygulamaya koydu. Bu plan; Müslümanların haçlı seferleri sonrasında düştüğü zor ve tehlikeli askeri-siyasi durumdan kurtarılmasıydı. İmaduddîn, adı tarihe geçen hayırlı bir Müslüman olarak parçalanmış İslam kuvvetlerini bir araya toplamayı, yıkılan şehirleri yeniden imar ederek sosyal ve ekonomik sıkıntıları çözmeyi hedefliyordu. Bunun için de öncelikle haçlıların eline geçmiş şehirleri kurtarması ve yerel yönetimleri merkezi bir güç etrafında toplaması gerekiyordu. Böylece Müslümanları tek bir kuvvet haline getirebilecek ve haçlıları defedebilecekti. İmâdüddîn Zengî, bütün islam kuvvetlerini belli bir hedef etrafında toplamaya kalkışan ilk Selçuklu kumandanı kabul edilir. Daha önce Mevdud bin Tuntekin, 502-507 (1108-1113); İl Gâzî ve Belk Ürtegin, 518-520 (1124-1126) yılları arasında böyle bir planı yürürlüğe koymuşlar ama sonuçlandırma fırsatını bulamamışlardı. İmadüddîn Zengî’nin uğruna baş koyduğu bu davayı daha sonra oğlu Nureddin Mahmud ve Selahaddîn Eyyûbî devam ettirecektir. İmadüddîn’in şehit düşmesinden sonra yönetimi oğlu Nureddin Zengî ele alacaktır. Nureddin, adil, kahraman, mücahit bir idareciydi ve o da bu yolda şehit olmayı arzuluyor